Çarşamba, Ocak 30, 2008

kiracı olmak ne zormuş..

Moraller bozuk, sinirler gergin... Eğer okul bittikten sonra evden çıkmak istiyorsak, bunu 3 ay önce bildirerek yapabileceğimizi düşünüyorduk. Okul sonrası akıbetimiz belli olmadığından bu konuya hiç kafa yormuyorduk. Bizimle aynı durumda olan üst kat komşularımız 5 ay olmasına rağmen, bunu söylediğinde ev sahibimiz çıldırdı. 1 yıllık kontratımız olduğundan, parayı çatır çatır alacağını söylüyor. Yasalara göre böyle bir hakkı yok ama kendisi bütün çirkefliği ile haklı olduğunu savunuyor. İtalyanlar hakkında şimdiye kadar genelleme yapmaktan hep kaçındım ama şu anda adamın bizi saf sanarak, uyanıklık yapmaya çalışması beni kızdırıyor. İtalyanca konuşup tartışamıyoruz ya, sanki bizim aklımız da yok. Düşünemiyoruz, araştıramıyoruz, etrafta işin aslını soruşturamıyoruz ve onun dediğine gelicez paşa paşa. O kadar kolay değil Marcel., o kadar kolay değil. Tabi hadi hayırlısı, o ayrı...

Perşembe, Ocak 24, 2008

Geldiler..

Bugün bana yine geldiler. "E hiç gidiyorlar mı?" diye düşünenler olabilir çevremde. Evet arada gidiyorlar, ama geri dönmeleri pek uzun sürmüyor.. İtalya, SPD, master bastı yine. Hiç düşünmeyince hayat ne güzel geçiyordu ait olduğuma inandığım yere çokta uzak olmadığına inandığım bu diyarda. Ama olmuyor işte, düşünüorum. Hele bir başladım mı, bu konuyu sürekli düşünmekten kendimi alamıyorum. Ben burda ne yapıyorum, neden hiç bir şeyden ne zevk, ne verim alamıyorum. Dün tam çıldırmışken, bu okulda daha önceden okuduğunu keşfettiğim bütün türk arkadaşlarla temasa geçtim. Bu saatten sonra ne değişecekse? Belki bana olaylara daha pozitif bakabilmem adına bir kaç ipucu verirler diye. Ne de olsa deneyim değil mi?! Beklediğimden daha iyi tepkiler aldım, en azından bu konuyu daha derinlemesine konuşmak üzerine sözler. Yani beklediğimden daha sıcak karşılandım.
Sonuç olarak koca bir boş günü evde bunlarla uğraşarak harcadım. Bilgisayar başında, flash başında, elimde kağıt kalem bütün bir gün kırmızı bir koltukta tıkıldım kaldım. Ne hayal kurabildim kendi geleceğim, yapabileceklerim hakkında, ne pozitif düşüncelere dalabildim. Ödevimi yapamadım ve bugün yine okulumu sevemedim. Sanırım ben yanlış yerdeyim. Artık grafik okumak değil benim istediğim. Daha doğrusu ben hiç bir şey okumak istiyor değilim. Artık gerçekten üretime geçmek istiyorum. Kendi başıma ya da başkalarıyla. Her ne olursa olsun, üretmek!

Pazar, Ocak 20, 2008

Barzio


Madem Italya'dayiz, madem alplerin hemen altindayiz daha ne bekliyoruz diye dusunduk.. Ve basladik once arastirmalara, ogrendik yakinlarda gidilebilecek hangi daglar var. Lecco'daki Barzio'nun bizim icin bicilmis kaftan olduguna karar verdik:)
Sabah 08.15 treniyle Lecco'ya gittik. Ordanda Barzio Shuttle'na binerek yarim saatte daga ciktik. Cumartesi olmasi dolayisiyla kalabalik insan gruplariyla karsilastik dolgal olarak. Kabinlere kadar yurumeye de kalktik. Gercek daga cikmadan baya bir efor sarfettik yani.. Skipasslarimizi alirken sira, kabine binerken sira, kiralarken sira, telesiyeje binerken sira.. Gercekten piste cikmamiz nerdeyse ogleni buldu sanirim. 16.30'da da pistler erkenden kapandi. Neden o kadar erken kapandigina akil sir erdiremezken, asagiya inmeyi bekleyen insanlarin kabin sirasi hersey acikladi. Megerse buraya gelmek haftasonu bu yuzden akil kari degilmis. Her yerde sira sira.. Akilliyiz ya, siranin bitmesini bekledik benim tavsiyem uzerine.. Bekle bekle nereye kadar. 2 saat sonra az biraz azalinca sira, bizde takildik milletin arkasina. Asagi inmemiz, otobusu sira yuzunden yine tercih etmememiz, ve son! Lecco otobusunu 20 dakika ile kacirmamiz.. Iste bu son damla oldu. Ne olduysa oldu, bir sekilde indik dagdan, donduk evimize. Herseye ragmen cok guzel bir gundu. Yine gideriz elbet diye dusunuyorum ama hafta ici, tercih sebebi:)