Salı, Temmuz 29, 2008

Tarife

16 Temmuz'da Istanbul'a geldim ama daha kendime gelemedim. Gorkem'in universite yetenek sinavi basvurulari ile bogusuyor durumdayiz o gunden beri. Sonunun ne zaman gelecegini bilmedigim bir kosusturmaca icindeyiz. Evden universitelere, universitelerden eve... Gecen farkettimde, sadece bu guzargahta gidip gelmemize ragmen, cuzdanimdaki paralar yerinde durmuyor. Evet, geldigimden beri arabayla nereye gidersem gireyim otoparka para vermek acayip kanima dokunuyor. Eskiden boyle miydi dicem (bu arada eski tam olarak sadece 9 ay onceye tekabul ediyor...), yok degildi bence. Yol kenarindaki butun ama butun bosluklar ispark olmus efendim. Park fiyatlari da ikiye mi katlanmis nedir? Bilmiyorum iste, en cok parka para vermek dokunuyor bana. Milano'da mi yasiyoruz ya? Sinir oluyordum bu park isine, araba kiraladigimizda aksam arabayi nereye biracagiz stresine... Gunluk ya da gecelik farketmiyordu. Fiks 20 euro, yani 39 YTL. (babam usulu bir hesaplama; (X*2)-1 :)



Neyse bu arada bu da Barcelona'daki otopark tabelalarindan bir ornek. Daha once boylesini gormedigimden enteresan geldi. Saatlik ve gunluk tarife disinda, musterinin bilgisine diye dakikalik parkin fiyatida en basa not dusulmus (cok merak ediyorsaniz diye:). Son olarakta gunluk parkin fiyatina dikkati cekmek isterim, 41,70 euro; yani (41.70*2)-1=82.40 YTL... Yuh demek istiyorum!

Cuma, Temmuz 04, 2008

Shakerato

Eskiden kahve icemeyen bir insandim, sirf sicak diye!
Ama insan degisiyor zamanla, artik frappucino'dan baska seylerde icebiliyorum; espresso, macchiato, latte macchiato, maracchino, shakerato.. ama en onemlisi artik bunlari birbirinden ayirabiliyorum.



Shakerato Trento'da ogrendigim son numara. Kahve aromali, buzlu ve oldukca keyifli. Tarifi de cok kolay.

1/2 bardak sicak espresso
4 cay kasagi seker
1 bardak buz
Kesilmis limon

Espresso ve sekeri blendera koyuyoruz.
Buzu da ekleyip, 15 saniye karistiriyoruz.
2 Martini:) bardagina (usulu buymus:) esit olarak bolup, servisini yapiyoruz. Limonla susleyip tadini cikariyoruz.

Perşembe, Temmuz 03, 2008

Trento



Sene basindan beri konusupta, yapmaya firsat bulamadigimiz bir seydi Trento'ya gitmek. Sara bize surekli bizi bekledigini soylemesine ragmen, belirledigimiz tarihlerden evvel ya onun bir programi cikti ya da bizim. Sonucta okul bitti, insanlar evlerine gitmeye basladi. Milano bize kaldi. Artik yeni mezun ve issiz tasarimcilar olarak, Cinque Terre'den de donunce gercekten yapicak bir sey kalmadi. Sara da Afrika'ya gitmeden once artik bizi evine buyur etmek istedi. Pahali tren biletleri arasinda kaybolurken az daha vazgeciyorduk ki, Sara'nin Milano'da oldugunu ogrendik, kendimizi onun soforlugune biraktik. Ne yalan soliyim nerdeyse pisman oluyorduk ama bizi o kadar eglendirdi ki, gelis yolculugumuzu unuttum gitti.

Italya'nin Trentino bolgesindeki alplerin eteklerinde kurulmus Trento'ya, yemyesil dag manzarali yollardan kivrila kivrila, uzum baglarini izleyerekten girdik. Tahminimden buyuk cikan, kucuk bir sehir. Gayet sevimli ufak bir italyan sehri, bu sene ki diger favorilerim gibi. Sehir guzel, hava guzel, Degasperi Malikanesinde de el ustunde tutulmak guzel:) Daha ne isteriz ki derken, Sara'nin annesinin yemekleriyle midelerimizde ev yapimi gercek italyan yemekleri gordu sonunda. Risotto al Porcini, Gnocchi Verdi yemek sene sonun nasip oldu resmen, ama oldu sonucta. Bende yapmaliyim bunlari diye kafaya da koydum, tarifleri aldim, bekle beni mutfagim:)

Trento'ya vardigimizda bizi karsilayan Risotto al Porcini



Gnocchi Verdi'nin yapimindan kareler


Hamarat baba ornegi... Burda kendisi Sara'ya konusma yasagi getirdi. Gnocchi'leri daha cabuk yuvarlasin da, mideye daha cabuk indirebilelim diye.

Gozumuzde gunun, haftanin, ayin ahcisi Sara'nin annesi:)

Bu da gorsel ve kokusal tetikleyicilerden dolayi gozu donmus bir insan..

Mono.Dia

Trento'lu Mono.Dia.
Gitar ve vokalde hem Ivan Daldoss hem Sara Degasperi.
Sara bizi kirmadi ve evinde bize mini bir konser vermeyi kabul etti.
Eski erkek arkadasi Ivan'i cagirdi ve calip soylediler. Cok tatlilardi...