Cumartesi, Nisan 26, 2008

Sezonu Actik!


Havalar acayip isindi, inanilmaz guzellesti. Tabi dolayisiyle bizim kapi, pencere her yer acik ve ansizin "Komsu komsuuu..." sesleri evimizin icinde yankilaniverdi. Nihan ile Beril ust kataki teraslarina bizi davet etti; cay, simit keyfi yapmaya. Acayip guzeldi, 6. kattaki minik masamizda yedik, ictik, sohbet ettik:)

Çarşamba, Nisan 23, 2008

Kim Korkar 15 Kisiye Yemek Vermekten...



Deli cesareti bizim ki... Bu hafta hamaratligimiz ustumuzdeydi. 40 m2 evimizde 15 kisiyi agirladik. Evimizi ve bizi bilenler saskinlik icinde kaldi tabi:), hem bu eve bu kadar insani nasil sigdirdik, hem de bu kadar insan ne yedi ne icti diye. Sabah uyandik ve o saatten sonra temizlik yaptik, yemekler icin alisveris yaptik, cesit cesit yemek yaptik;). Firinda patatesli kofte, ayran, pinkies in blakies, sigara boregi, yogurtlu kabak-havuc salatasi, meyve suslu muhallebi hazirladik. Kofteleri lavas icinde sunduk. En sonda lokum ve cezerye servisi yaptik. Insanlar mide fesadi geciriyordu sonlara dogru:) Ayran mi mayistirdi nedir, herkes sarhos gibiydi saat 12ye yaklasirken.

Pazartesi, Nisan 21, 2008

Rovereto


Milano'dan yaklasik 3 saat uzaklikta, Garda yakininda, Trento'ya bagli Rovereto'da Museo di arte moderna e contemporanea di Trento e Rovereto'ya yani MART'a gittik sevgili editorial hocamiz Tassinari ile. Hocanin amaci bize bu kitap arsivini gostermek, bizim kuzey italya'da yeni bir sehir gormek:) Hava maalesef pek guzel degildi ama yinede Rovereto'nun havasini begendim. Zaten trenle nehirler ustunden, daglar arasindan, kasabalarin icinden gectik. Cok buyuk olmasa da Milano'da bir sehir sonucta ve sehirden uzaklasmak inanilmaz iyi geldi. Bembeyaz bulutlardan tepesi gozukmeyen daglarin arasina kurulmus bu sehir, yemyesil yapraklarla kusanmis sira sira dizili agaclar ile cevrelenmis. Yollari yeni, eski binalari bakimli, genelde olarak duzenli ve temiz geldi bana. Bi daha gider miyim bilmem ama, bunca zamandir neden Milano cevresindeki bir cok irili ufakli sehirleri gezmedim diye sorguladim kendimi Verona'dan gecen eve donus yolunda.

Sehir disi gezisine katilan minik kafilemizdan bir kesit.

Cumartesi, Nisan 19, 2008

Zona Tortona: Tasarim Zonu


Via Tortona ve civarinda, her sene nisan ayinin ortalarinda tasarim gunleri duzenlenirmis. Adini daha onceden duymamiza ragmen, bir turlu gitme firsati bulamadigimiz bu bolgeye, bu hafta kurulan, icinde cogunlukla endustriyel tasarim urunleri bulunan sergiler, dukkanlar sayesinde gitmis olduk. Normalde insanlarin 2-3 gun ayirmak lazim demesine aldirmadan, gezebildigimiz kadar gezdik, gorduk, fotograf cektik, tutulduk. Sahsen gece yatmadan once kas gevsetici almak durumunda kaldim butun gun bisiklet ustunden inmedigimiz icin.

Tasarlanan bazi urunlerde acayip aklim kaldi... ben bunu neden dusunemedim oldum, klasik:) Mesela yemek yerken ahsap masanin ustu ve bacaklari bilyelerin yuvarlayabilecegi sekilde oyulmus 'Marbelous'. Hollandali Tineke Beunders tarafindan yaratilmis.


Erimis tavan ve masa lambalari; Light Blubs Pieke Bergmans'in eseri.


Tuketilip copu boylamasi planlanan tabak canak bardak sise teneke gibi urunlerin zarif porselen versiyonlari. (Italya'dan donerken yanimda acaba kac tane tasiyabilirim, onu hesaplamaya calisiyorum su anda:)


Erkek gomleginden yapilmis yuksek belli bir etek... Onu da cok begendim de, sozu gecen konu kiyafet olunca orda haddimi biliyorum ve duruyorum. Bahsettigimiz etegin bel kismini, gomlegin yaka kismi olusturuyorsa, benim belimi kac gomlek cevreler problemi hesaplamak istedigim turden bir problem degil.

Da Willy'de Deeev Pizza!


Milano'nun en lezzetli pizzasi olup olmadigindan emin olmamama ragmen, en buyuk pizzasi olduguna kalibimi basacagim pizzalari yapan restoran eski Da Willy, yeni Uniko. Tortona sonrasi attik kendimizi, unuttuk pizzalarin buyuklugunu, verdik Mehli ile birer pizza siparisi. Pizzalar o kadar buyuktu ki, ortalama buyuklukteki dort kisilik bir masaya iki pizzayi bile sigdiramadik, pizzalar ortada ustuste bindi:) Bitirmeye yakin hayal etmeye calistim tabaga sigmayip dort bir taraftan masaya degen pizzanin mideme nasil sigmis olabilecegini... Sonlara dogru ortasini yiyip kenarlarini biraktim, Mehli'de kenarlarini yiyip ortasini:) Enteresandi.

Pazartesi, Nisan 14, 2008

Freitag



Meger herkesin FREITAG'dan haberi varmis, bir tek benim yokmus. Suya dayanikli olsun diye dis materyali kullanilmis tir brandasi, askisi ucak kemeri, dikis yerlerindeki kaplamasi bisiklet ic lastigiymis. Her canta tekmis, essizmis:) Bi pisler ama guzeller. Ne de olsa nerde cins bir sey, canim onu begeniyor, cekiyor. Ama bu cantalar kokuyor. Hayir alacagim cantalari tabii ki de dukkana gidip koklamiyorum normalde. Gecenlerde arkadasinkinin ustune yatmistim ki, farkettim... Sonuc olarak iki kere dusunmek lazim, koku cok hassas bi konu.. Bu arada Zurih semalarindaki satis noktalari da cantalari kadar cins. Ust uste konmus konteynirlardan olusuyor. Onuda gidip bir gormek lazim.

Cumartesi, Nisan 12, 2008

Phuket'e mi Gitsem?






Digital Art Direction dersi bu hafta bitti. Bitmeden once son olarak TodoMondo sitesine bir banner yapmamiz istenmisti. Bende internette gezerken ben nereye gitmek isterdim su anda acaba diye dusundum, ve Phuket'te Whale Shark Safari oldukca cazip geldi. O kadar buyukler ki, insanlar yanlarinda o kadar kucuk kaliyor ki, inanilmaz bir tecrube olur diye dusundum. Cok heycanlandim, canim acayip cekti ama dalmakta gozumu biraz korkutmadi desem yalan olur. Neyse; alt tarafi banner di mi? 3 sn.lik bisi olucak di mi? Yok efendim, Mehlikayla ben canimiz motion graphics yapmak cekior diye oturduk, saatlerce ilustrasyon yaptik, sonra ona storyboard hazirladik. Upuzun bir sey cikti ortaya. Sevgili Bernini de, aa sen bundan motion yaparsin bence dedi. Bende guldum:)

Salı, Nisan 08, 2008

Tehlikeli Cekimler



Ne kadar cikolatadan uzak durmaya calissam da, bu mumkun olmuyor. Ucu serbest birakilan odevler verildigi zaman hemen aklim o tarafa kayiyor ve ben yine kendimi cikolatayla hasir nesir bir durumda buluyorum. Gectigimiz iki hafta boyunca gerek Roma'da pizza ve makarnalarin, gerek Milano'da Mehli'nin annesinin yemekleri arasinda kaybolup ne yedigime hic dikkat etmemis, pantalonlarima girmekte zorlanmaya baslayip, dun sabah itibari ile rejime baslamis iken, insanlarin cikolata benzetmeleri ustune bir projeye baslamis bulunuyorum.

Projede kullanacagim fotograflarin benim tarafimdan cekilmesi gerektiginden, gecen gun kendimi supermarkete atip elimi kolumu her tip, cins, sekil cikolata ile doldurdum. Kasiyerin saskin bakislari altinda torbayi hizla kapip evin yolunu tuttum. Evip gelip masaya dizince cocugum gibi sevdigim cikolatalarimi (baya bi benimsedim onlari:), uzun bir sure ic gecirdim. Yemek istiyorum onlari ama bu mumkun degil tabi, once tek tek fotograflari cekilecek! Ondan sonra da yiyemeyecegim ya, cunku artik dikkat ediyorum yediklerime ya... Tabi ki de, cektigim cikolatalari bir bir yedim, hepsini olmasa da cogunu bitirdim. Acayip mutlu oldum bir sure, pismanlik baya sonra hissettim, ozellikle de daha fotografini cekmediklerimi yedigimi farkettigim zaman... Bu arada karnimda ne idugu belirsiz benekler cikti, acaba neden?..

Pazar, Nisan 06, 2008

Awake



Ben ne diyeyim simdi bu filme... ne desem spoiler olacak...
Soyleyebilecigim tek sey hikayenin anlattigi olayin gercek olabilme ihtimali tuylerimi urpertiyor. Her sene 700 kisiden 1i ameliyat sirasinda yapilan anesteziye ragmen uyanik kaliyor... Gerisini ne ben soleyeyim, ne siz kafanizda canlandirmaya calisan. Onun yerine filmi izleyin. Basta biraz gerse de izleyiciyi, daha sonra oldukca surukleyici bir hal aliyor.

Çarşamba, Nisan 02, 2008

Giardini Pubblici




Uzun suredir ha geldi ha gelecek diye bekledigim ilik Milano gunleri geldi. Gorkem'le ciktigimiz bisiklet gezisinde Porta Venezia'daki sevgili parkimdan gecerken cimlerde ellerinde kitaplariyla yuvarlananlari gormustum de, canim cekmisti. Gorkem'i yolcu ettikten sonra bende attim kendimi parka, kus civiltilari, cocuk cigliklari ve kopek havlamalari arasinda sayfalari cevirdim, gunesi batirdim ve eve pedal cevirdim.