Cuma, Kasım 30, 2007

Pizzeria del Ticinese



Porta Ticinese ustunde oldukca eski, kucuk ama hos bir restoran.
Pizzasi da, salatasi da gayet guzeldi, hatta corbasi da hos kokuyordu diyebilirim:).

C.so di Porta Ticinese, 65
Milano
tel 02/89402970

Salı, Kasım 27, 2007

Ruh Halim

Her zaman ki gibi oldukça yorucu bir pazartesi günüydü. Ama ilk defa değişik bir şey yaptık ve okul çıkışı Mehli ile eve gitmedik. Mehli'nin anne ve babasının yemek daveti üzerine, soluğu hemen Doumo'da aldık. Ne kadar yorucu bir gün olursa olsun, ne kadar sabah 9.30 akşam 18.30 okulda olalım, bugün kendimi çok mutlu hissediyorum. Yeni bir ortama yeni yeni adapte olmaya başlamışken, üniversite boyunca kafamı meşgul eden bir çok şey yokken ve ayrıca İstanbul'un trafiği, kalabalığı aklımı bulandırmaz, beni boşu boşuna sinirlendirmezken bu sakin şehirde bile ruh halimde dalgalanma olabildiğini daha rahat görür görüyorum burada.

Bir gün çok mutluyum; kuşlar ötüyor, insanlar bana gülümsüyor, kıyafetlerim dar gelmiyor:), saçım gayet hoşuma gidiyor ve hatta sokaktaki konuşulan dil hiç yabancı gelmiyor. Ertesi gün oluyor, hava güneşli olsa da kasvetli, sanki bütün insanlar nemrut, dün sevdiğim kıyafetlerimi sevmiyorum, saçıma bir türlü şekil veremiyorum, sokağa adımımı atıyorum ve hiç bir konuşulanı anlamıyorum, sanki 2 aydır burada olan ben değilim.. Ruh halim gün aşırı, hatta anlık değişiyor, nedenini anlayamıyorum.

Sadete gelmek gerekirse, önemli olan konu bugün kendimi gayet mutlu hissetmem. Hava ne kadar kapalı olsa da, meydanda ne kadar sis olsa da, Doumo her zamankinden güzel gözüktü gözüme bu akşam. Akşam yemeği için, meydana çok yakın olan Ristorante Charleston'a gittik. Ne isterseniz onu yiyebileceğiniz bir yer. Makarnasından pizzasına, her çeşit etinden sebzesine, tatlısına kadar yok yok. Yan masalarda oturan türklerde cabası. Bu arada, yarın ki Fener-İnter maçı dolayısıyla Milan türk kaynıyor. Sevineyim mi, üzüleyim mi bilemedim... Her köşede bağıra çağıra konuşan, tezahurat yapan türkler çıkıyor karşımıza.

Çarşamba, Kasım 21, 2007

Zaman hizla geciyor..

Tam 7 hafta olmuş, evet 7 hafta... Gerçekten bazen zamanın geçme hızına inanamıyorum.28 Eylül sabahı hiç tereddütsüz, kaygısız geldim Milona'ya. Nerede oturacağımı bilmemek, okulumun neye benzediğini bilmemek, hatta okulum italyanca olmasına rağmen italyanca bilmemek beni hiç korkutmuyordu o zaman. Zaman geçtikçe; bu durumlara alışacağıma, ortama daha kolay ayak uyduracağıma, içimi giderek büyüyen bir gerginlik kaplıyor.

Bu fotografta da biraz gerginim ama nedeni baska:P

Pazar, Kasım 18, 2007

Cumartesi, Kasım 17, 2007

Trattoria Toscana



Trattoria Toscana
Corso di Porta Ticinese 58, Milano
Tel. +39 0289406292

Cuma, Kasım 16, 2007

Pastarito ve Chocolat

Londra'dan can ciğer kuzu sarması dostlarımız, misafirlerimiz geldi de, 2 aydır aynı şehirde yaşadığımız üniversite arkadaşlarımızla ancak buluşabildik. Cuma akşamı okuldan sonunda fırsat bulabildik ve kendimizi sokaklara attık. Madem İtalya'dayız; makarna, pizza nerede yenir dediler.. aynı şehirde yaşadığımız arkadaşlarımızın tavsiyesine kulak verdik. İyi ki de onları dinlemişiz, Pastarito'yu öğrenmiş olduk. Oldukça aydınlık, renkli ve canlı bir ortamda, bol miktarda makarna çeşiti ve değişik malzemeleri arasında kaybolduk. Ayın makarnasını denedim ben ve hiç pişman olmadım tatlı kabak ve kestaneli makarnamı yerken. Ne kadar çok gelse de, her zaman ki gibi hepsini yedim, mide fesadı geçirdiğimi düşünmeye başlıyordum az daha. Milano'da gittiğimiz bir çok restorandan farklı bir ortam ve yiyecek kalitesi olduğunu düşünüyorum. Kasaya hesabı ödemeye gittiğimizde, Pastarito beni bir kere daha şaşırttı. Bu kalitede, bu kadar uygun fiyatlar, daha bir çok kez bizi Pastarito'ya çeker diye düşünüyorum.Bu arada internette restoranın sitesine bakarken, Türkiye'de İzmir ve İstanbul'da da olduğunu gördüm, şaşırdım!

http://www.pastarito.info/



Pastarito'da yediğimiz yemek sonrasında, herkesin canı tatlı çekmiş olacak ki, kendimizi artık tavsiyelerine sonuna kadar güvendiğimiz arkadaşlarımıza ellerine bırakttık. Chocolat'a yürüyerek gitmemiz biraz zaman aldı ama hepimize iyi geldi. Midemizde biraz yer açılması için hem zaman kzanmış olduk, hem de havanı soğukluğu ile mayışmaya başlamış herkes uyandı, kendine geldi. Chocolat'a vardığımızda artık bambaşka bir gözde vardı içimde, yarım saat önce mide fesadı geçireceğini düşünen kız gitmiş, yerine dondurma, sıcak çikolata tatlı ne varsa tüketmeye hazır yeni bir kişi olmuştum. Galiba herşeyden yedim! Sıcak çikolatanın hiç bu kadar koyu ama ağır olmayanını daha önceden içmemiştim. Çikolata parçalı ve fıstıklı dondurmalarının lezzetleri ise tam olarak damağımda kaldı. :)

Perşembe, Kasım 15, 2007

Pantone



İngiltere'den gelen sevgili arkadaşlarımız bize neler neler getirmişler:).
Mehli'de, bende Pantone renkleri ve kodlarıyla tasarlanmış bardaklarımıza bayıldık!

Daha fazlası için, http://www.w2products.com

Perşembe, Kasım 01, 2007

Nice/Cannes/Monaco

İlk yolculuğumuza nasıl çıktıysak, bu yolculuğumuzda ondan pek farklı değildi. Aniden alınan kararlar, sürekli değişen fikirler, yola çıkacak kadro, takip edilecek rota sürekli ama sürekli değişti. Yola çıkmadan önce ki gece, tamamen farklı bir kadro ve ulaşım ile Nice tarafına gitmeye karar verdik. Sabah erkenden kalkıp Linate havalimanına arabamızı kiralamaya gittik. Hayatımızı kurtaran Triffty sayesinde ucuz ama konforlu ve oldukça geniş arabamızı bulduk, eksik yolcuları evlerinin kapılarından toplayıp yola çıktık. Yolculuğum 300 km civarında idi. Genova üzerinden geçtikten sonra, San Remo ve Ventimiglia kıyısından geçtik ama mola vermeyip, İtalya'dan Fransa'ya direk geçiş yaptık. Nice'in hoş ara sokaklarını keşfe çıktık ve tabi otel aramaya koyulduk. Merkezi otelimizi buldukta sonra, hazırlanıp yemeğe çıktık. Oy çokluğu ile KFC:) kabul edildi. Kimileri bucketları kendi başına sildi, süpürdü:). O gece yol yorgunluğumuz sebebiyle, eski otelimizin, eski odalarındaki, eski hatta antika yataklarında anında uykuya daldık, erkenden kalkmak şartı ile.