Pazar, Aralık 30, 2007

(2) Istanbul

Evde oturmayi ozlemisim dedim ya, evin hakkini verdim. Odami toparladim, yeni yemek yapma denemelerine giristim.Babaannemde kaldim. Babaanneme ve anneme yilbasi hediyeleri alisverislerinde eslik ettim. Sayili gun sonunda sevdigin yerden ayrilmanla bitiyorsa. cok sinir bozucu oluyor ve bu seferde oyle oldu. Milanoya donmek istemiyorum. Evime, annemlere, kardesime, coraba, arkadaslarima doyamadim. Bavul stresini son son son dakikaya biraktim. Sondan bir onceki gun arkadaslarimla bulustum, en son gun de ailecek toplandik. Hersey gayet guzeldi, belki hepsinin tadinin tam damagimda kalmasi ise en guzeli.

Pazar, Aralık 23, 2007

(1) Istanbul

Tahminimden çok özlemişim buraları.. Az önce farkettim de ilk defa bu kadar uzun süre evimden ve ailemden uzak kalıyorum, kolay değil. Cuma sabaha karşı yuttuğum ağrı kesiciden sonra herşey yoluna girdi bir nevi. Annem, babam, kardeşim tamtakım herkes havaalanındaydı beni karşılamak için, çok mutlu oldum:). Direk evimizin yolunu tuttuk, kapıda aşkım Çorap tarafından karşılandım ve güzel bir kahvaltı sofrasında toplandık. Ondan sonra zaman nasıl geçti hiç anlamadım. İstinye Parkı keşfe çıktık, akraba ziyaretlerine gittik, trafik dolayısıyla arabamızı Bakırköy'de bırakıp deniz otobüsüyle Bostancı'ya geçtik, bi tanecik babaannemi gördüm.. Sokaklarda da gezdim, yemeklerde yedim ama hiç birini evim kadar özlememişim, ailem kadar, odam kadar, televizyonumuz ve onun karşısındaki koltuk ve tabi ki de Çorap kadar. Geri dönmek zor mu olacak ne?!

Cuma, Aralık 21, 2007

yuppi:) istanbul'a gidiyorum..

4 saat sonra evden çıkıyoruz. Çok mutluyum, 3 ay sonra yeniden İstanbul'a gidiyorum.
Başlarda herkes aralık ayına uçak bileti alırken, ben burun kıvırmıştım ve gitmeyi isteyip istemediğimden emin olmadığımı söylemiştim. Allahtan onlar benim kanıma girdiler de, bana 21 aralık biletini aldırdılar.

Zor geçen bir haftadan sonra (teslim edilmesi geren birçok proje dolayısıyla)proje teslimlerini alacak olan hocanın hasta olup gelmemesi, inanılmaz sevindirdi beni. İşlerimizi öğlen saatlerine kadar halledip, soluğu Doumo'da aldık, halledilecekleri halletmeye çalıştık. Mehli'yle italyanların sevgili panzerotti'sinden yemek için Doumo kenarındaki "Luini Panzerotti"ye gittik. Hemen önünde kaldırım boyunca oturan insanlar gibi bizde elimizdeki paketimizle yolumuza devam ettik. Orçun'la karşılaştık.

Ondan sonra sıra evimize geldi. Uzun bir aradan sonra köklü bir temizlik yaptık yılbaşı öncesi. 31 Aralık'ta dönüyoruz ya Milan'a, o zaman temiz bir ev bizi karşılasın diye:)
Neden olduğunu anlamadığım bir sebepten, başım fena ağrıyor. Sanırım dün gece de az uyuduğumdan olabilir. Sabah 07.00 uçağı baya bir sefillik olacağa benziyor, özellikle de bu baş ağrısı geçmez ise..

Perşembe, Aralık 13, 2007

Pizzeria Da Willy

Son numaramiz Pizzeria Da Willy.
Ipekle Nihan gitmeden once guzel bir pizza yiyelim diye, Orcun un tavsiyesine uyduk ve TiCinese nin yolunu tuttuk. Lambrate de, SPD nin "Buon Natale" partisinden cikip (ki cikmamiz cokta uzun surmedi) minik Milano nun diger ucuna gitmek icin yola koyulduk. Gittigimize de degdi diye dusunuyorum dogrusu. En azindan bir pizza ne kadar buyuk olabilir ve nasil tabaktan tasabilir onu gormus olduk:). 5 kisi iki pizza soledik ve rahat rahat doyduk. Dusununce kendi basima da yerdim ben o pizzayi (cunku cok ince ve hafifti:) ama yemiyim, yememeliyim...

Pazartesi, Aralık 10, 2007

Floransa





Floransa fatihlerinden inciler..

+ iceri mi yapilacak, disari mi? sorunsali.
+ koridorda oturmak icin 24 euro mu vermek.
+ david, tas gibi adam demek.
+ floransaya gidilinip, cenazeye de katilmak.
+ - siz ne alirdiniz? - "sempre"
+ "a piedi"nin hakkini verememek.
+ kompartmanlar arasinda ayakta durmak icin 33 euro mu vermek.

Perşembe, Aralık 06, 2007

animals on the underground


storia del visual design dersimizden animalsontheunderground ornegi...
london underground haritasi artik herkes tarafindan bilinen bir sembol,
dolayisiyla ustunde oynamalarla gondermeler yapiliyor, eglencelik bir durum:)

Salı, Aralık 04, 2007

Via Dante / Celtic Taraftarlari



Bir şehiri tanımak için orada yaşamak yetmiyor. Bu durum İstanbul'da da böyleydi, Milano'da da farklı değil. İnsan, kendini yaptığın şeyin akışına öyle bir bırakıyor ki, etrafında akıp giden hayatı farketmiyor. Dışardan gelen yabancılar şehrin güzelliğinin tadını çıkarırken, şehir sakinleri koşuşturmacalarının içinde pek fazla kendilerini bu konuda tatmin edemiyorlar. Yani en azından bu durum benim için böyle. Gelen misafirlerimiz sayesinde bizde 3 aydır içinde yaşadığımız şehir hakkında yeni şeyler öğreniyoruz. Yeni misafir grubumuzla Milano'yu yeni yeni tanımaya devam ediyoruz.

Bugünkü rotamız Piazza del Doumo'dan başlayıp, Galleria Vittorio Emanuele'nin içinden, Teatro alla Scala'nın önünden geçerek Via Dante'ye doğru ilerlemek ve Castello Sforzesco'yu gezmek. Aslında rota baştan belirlediğimiz bir şey olmasa da, kendiliğinde böyle gelişti, ve güzel oldu.
Piazza del Doumo'da oldukça hareketli bir gün. Celtic-Milan maçı dolayısıyla meydan, yeşil beyaz giyinmiş, kollarının altında bira kasalarıyla gezen ve bağıra çağıra şarkı söyleyen Celtic taraftarlarıyla dolu. Görsel olarak gayet hoş bir manzara olsa da, işitsel olarak korktum doğrusu, çok fazla fotoğraf çekmek istesem de, çekindim sarhoş Celticlilerden.

Meydandan Dante'ye doğru yürüdük, dükkanlara baktık. Ordan yapımı 1450lere dayanan kaleye girdik, Gotik-Rönasans ayrıntılarla süslü bahçelerinde gezdik. Kale çıkışında Parco Sempione'ye girdik. Orayı da tam keşfedemesekte, yorgunluğumuzu atmak için banklarda oturduk. Ne de olsa,ayaklarımız kopana kadar gezdik, gördük etrafı bugün..

Her gelen gruba ben burayı bunca zamandır neden öğrenememişim diye yakındığımda, ya sen 1 sene daha burdasın hepsini öğrenirsin diyorlar, ama bu sözler beni rahatlatacağına daha da çok geriyor. Çünkü onların 1 hafta da gezip gördüğünü ben 3 ayda beceremediysem, 1 yılda da becereceğimden şüpheliyim.. İhtiyacımız olan şey daha çok misafir!, böylece bizde onlarda gezip yeni bir şeyler öğrenebiliriz:)

Cumartesi, Aralık 01, 2007

Felice Compleanno, Antonia!





Milano'da ilk ev partimiz, ilk partimiz, sınıf arkadaşlarımızla ilk buluşmamız.. Yani ilklerle dolu bir doğumgünü, Antonia'nın Doğumgünü:)