Salı, Eylül 16, 2008
California Bakery
Butun bir sene, Milano'da Amerikan mutfagindan fazla bir sey gormek mumkun olmadi. Iyi mi oldu kotu mu bilmiyorum ama yadirgamadim desem yalan olacak sanirim. Istanbul'da her kose basindaki Starbucks ile yasamaya alistiktan sonra, Dominos, KFC gibi restoranlara yemek sepeti kolayligi ile ulastiktan sonra, bir anda hayatimdan cikmalari onlara fazlasiyla alismis oldugumu kavramama yardimci oldu. Italya cok enteresan bir sekilde avrupa ulkesi olmasina ragmen, bazi konularda kendi kultur, aliskanliklarinda odun vermek istemiyor, dunyanin her yerine yayilmis markalari da ellerinin tersiyle itebiliyorlarmis. Aferin onlara ne diyim... Espresso'nun vatanina da, bu topraklara Starbucks'i sokmamak duser heralde.. Frappuccino'da neymis, Milano'da ara ki bulasin..
Neyse biz, Amerikan usulu tatli, firin islerine donelim. Gunlerden bir gun California'dan bir kadin, bir Italyan yakisiklisina tutulmus. Bu arada, guyya her yerlerdeler ama onlari da ara ki bulasin.. Asik olmus, adamin pesine dusmus, evlenmis ve Milano'ya yerlesmis. Amerikan kahvaltilarinin pancakelerini, scrambled egglerini ve elbette ki bagellarina hasret kalan ve uzaktan yakindan bu mutfaga alakasiz italyan kahvaltisiyla tatmin olmayan bu kadin (ki haklidir, bir brioche ve espresso ile karin mi doyar, gune mi baslanir?) California Bakery'i kurmus ve basta etrafta yasayan amerikalilar olmak uzere, italyanlari, diger yabancilari, mesela her oglen karnini buranin sandvicleriyle doyuran Murat'i sevindirmis.
Inandirici oldu mu?
Tamam tamam hikaye tam olarak bu degildi ama buna cok benziyordu... Onemli olan, bagellarin cazibesine kapilarak Murat ile brunch icin California Bakery'e gitmis olmamiz. Portakal suyu esliginde sunulan ve krem peynir surulup yenilesi bu seyler gayet guzeldi. Normalda bu tarz ve miktarda yedigim icin, bir iki bagel sonrasi durmam gerekliydi ama asil tabagimi o zaman siparis ettim.
Kisinin niyetine gore mutevazi tabaklarda var yesilliklerle servis edilen, abarti kalorili yagli tabaklarda. Benim ne yedigim ise, asikar ortada (diyip burayi beni tanimayanlar icin kafalarda bir soru isareti yaratip kaciyorum.)
Sonucta, her sey gayet guzeldi, yemek tam olarak beni tatmin edemese de, cok keyifli bir brunch oldu ortaminda cekiciligi ile de. Hasir sepetlerle kaplanmis tavan, havadan sarkan masa numaralari, salas masa ve sandalyeleri ile cok sirin bir yer. Asiri! canayakin calisanlari da cabasi..
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder